Farkettim de ne kadar çok sıfatım varmış! Az önce bi arkadaşım bana abla dedi, ufaklıklar der hep zaten, bi tane arkadaş var iki sene aynı sınıfta bulunma hatta sıra paylaşma şerefine nail olduğum H. işte bana hep ''Anne, anneciğim!'' der, eskilerden bi arkadaş da hep kardeşim derdi aradaki 2 yaşlık fark yüzünden, e şimdi de hala oluyorum, zaten diloloy, dilo, lilo, lili gibi çeşitler de bulunmakta; yani kısacası ben çoğum.
Üç gündür eve geliyorum ve yemekten sonra sızıp kalıyorum koltukta, hatta ne ilginçtir yatakta da sızabiliyorum, o sanki biraz istemli gibi gözükse de aslında üşündüğü için girilmiştir yorgan altına, amaç uyumak değildir kesinlikle. Nasıl alışırım bilmiyorum bu döneme, gerçi şimdiden yeni konular filan hızlı bi giriş yaptık, ben de takip etmiyo değilim ama işte öyle birşey.
''Dinamik'' var bu dönem, öyle dersane sınavlarında çıkan ve dersanelerde işlenen gibi basit değil bizim okulda, sağolsunlar geçen sene de göstermişlerdi ve o sınavda dönemcek çakılmıştık. O gün bugündür fobim var bu ada karşı, ama hayırlısı, belki bu hoca daha iyi anlatır.
Dönem ödevimi verebildi matematikçimiz en sonunda, kadını iki aydır sıkboğaz ettik, ama o da hep unutuyodu. Konum da trigonometri, ama kendisi geniş bi konudur, dörde ayrılır, ben ilk iki bölümünü anlatıcam, soru filan hazırlıycam. Kereta, severim kendisini, daha önceden görmüşlüğüm olan bi konu yani, geometrinin özü, can damarı, ağır ama bir o kadar eğlenceli konusu. Çok şükür ki geometride gösterilmiyo, yoksa hocam yüzünden yanmıştım yani.
Kıvırcık da gelemedi bi türlü. İzmir'den döndü dün ama anneannesi ona haber vermeden doktor randevusu almış, kendisi haşimato hastası, tepkin hemen gülmek olmasın isme, tiroid beziyle ilgili bişey. Tabi bi de kızın haberinin olmaması garip gelebilir sana, ama ben üç senedir alıştım ona ve ailesine, kıvırcıktır ne yapsa yeridir diyorum. Ama geliyo yarın, oh deli, stüdyosu olan piercingli korkunç çocuktan bahsedicez ve teyzesinin nasıl bir çöpçatan olduğundan. Hiçbir şey anlama zaten.
-dilo!
-hey lo!
Üç gündür eve geliyorum ve yemekten sonra sızıp kalıyorum koltukta, hatta ne ilginçtir yatakta da sızabiliyorum, o sanki biraz istemli gibi gözükse de aslında üşündüğü için girilmiştir yorgan altına, amaç uyumak değildir kesinlikle. Nasıl alışırım bilmiyorum bu döneme, gerçi şimdiden yeni konular filan hızlı bi giriş yaptık, ben de takip etmiyo değilim ama işte öyle birşey.
''Dinamik'' var bu dönem, öyle dersane sınavlarında çıkan ve dersanelerde işlenen gibi basit değil bizim okulda, sağolsunlar geçen sene de göstermişlerdi ve o sınavda dönemcek çakılmıştık. O gün bugündür fobim var bu ada karşı, ama hayırlısı, belki bu hoca daha iyi anlatır.
Dönem ödevimi verebildi matematikçimiz en sonunda, kadını iki aydır sıkboğaz ettik, ama o da hep unutuyodu. Konum da trigonometri, ama kendisi geniş bi konudur, dörde ayrılır, ben ilk iki bölümünü anlatıcam, soru filan hazırlıycam. Kereta, severim kendisini, daha önceden görmüşlüğüm olan bi konu yani, geometrinin özü, can damarı, ağır ama bir o kadar eğlenceli konusu. Çok şükür ki geometride gösterilmiyo, yoksa hocam yüzünden yanmıştım yani.
Kıvırcık da gelemedi bi türlü. İzmir'den döndü dün ama anneannesi ona haber vermeden doktor randevusu almış, kendisi haşimato hastası, tepkin hemen gülmek olmasın isme, tiroid beziyle ilgili bişey. Tabi bi de kızın haberinin olmaması garip gelebilir sana, ama ben üç senedir alıştım ona ve ailesine, kıvırcıktır ne yapsa yeridir diyorum. Ama geliyo yarın, oh deli, stüdyosu olan piercingli korkunç çocuktan bahsedicez ve teyzesinin nasıl bir çöpçatan olduğundan. Hiçbir şey anlama zaten.
-dilo!
-hey lo!
Yorumlar
Yorum Gönder