şeytanın avukatı

Büyümek kavga, bağırıp çağırmak, barınak ve karnını doyuracak parayı nereden bulacağını düşünmek ve üniversite demekmiş. Eğer küçük, hayallerle dolu pespembe bir dünyaya sahip blogreader'larım varsa onları şimdiden aydınlatayım istiyorum. Abimin büyüme aşamalarını dikkatle izlemiş ve şu an aslında ne kadar da genel şeyler yaşadığının bizzat şahidi olmuş biri olarak aynı şeyleri yaşamaktan nefret ediyorum.

Benim saf, temiz, adaletle ve adil insanlarla dolu dünyam nerede diye bağırmak geliyor içimden. Sol tarafımdan da sanki birşeyler bana doğru sesleniyor: Hah haaa! Gerçek hayata hoşgeldin güzelim. Burası iğrençliklerle dolu bir dünya aslında, herkes sadece kendi menfaatini gözetiyor. Kazanmak istiyor musun? Sen de onlara katıl. İki yüzlü ol. Arkadan konuş. Saman altından su yürüt. Hep haklı olduğunu savun. Sakın...ama sakın empati kurma; yenilirsin. Güçsüz düşersin. Fedakar olma. Riyakar ol. Anlamaya çalışma; anlamak istediğin şekilde anla. Kimseyi düşünme kendinden başka, kimseyi savunma. O kişi dünyanın en haklı kişisi bile olsa unutma, aslında avukatlar hiçbir zaman sevilmemişlerdir. Ve unutma: Babana bile güvenme!

"Asla! Cennette hizmet etmektense, cehennemde hüküm sürmek daha iyidir. Neden olmasın? Herşey başladığından beri burada, yeryüzünde her işe burnumu sokuyorum! İnsanoğluna bahşedilen her duyguyu onda yeşerttim! İstediklerini ona sağladım ve onu asla yargılamadım! Neden? Çünkü onu asla reddetmedim. Bütün kusurlarına karşın! Ben insanoğlunun taraftarıyım! Ben hümanistim. Belki de son hümanist. "

Yorumlar